Lütfen aramak istediğiniz kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın..

Logo

Kullandığımız dil; bugün ne olduğumuzu, yarın ne olacağımızı belirler..

 MENÜ

ENERJİ

Buradaki konumuz olan kelimeler yine verimli bir kökten türüyor.  Kelimelerin çoğu bilim-teknik terimi. Bu terimlerin de birçoğu Türkçeye girmiş, hattâ günlük dile yerleşmiş. Üzerinde duracağımız terimlerin bilinen en eski kaynağı Yunanca. Bu dilde  ergos "çalışır, işler durumda, faal, etkin"; ergon "iş, eylem, üzerinde çalışılan iş" demek. Bu kelimeler ile türevleri Hint-Avrupa kök dilinde "yapmak, etmek " anlamına gelen  *werg - worg kökünden türüyor. İngilizce work, Fransızca ouvrer, Almanca werk   kelimelerinin bu kökle bağı çok açık. 

  Aynı kökten türetilen kelimelerin en yaygını olan enerji (Yunanca energeia) teriminin bileşenleri şunlar: en—  öneki, "içinde" + ergos + isim türeten —y  soneki. Bire bir anlamıyla "çalışır, işler durumda olan, faal, etkin."  Aristoteles'in türettiği bir terim energeia. Onun kullanımına göre,  gizilgüç (potential) olmaktan çıkıp  gerçeklik kazanan, var olan, edimleşmiş anlamına geliyor; eski deyimle, "kuvveden fiile çıkmış."  Bu terim yüzyılların akışı içinde anlam kaymasına uğrayıp Fransızcada "güç kuvvet, canlılık  ifadesi" anlamında yorumlanmış; ondokuzuncu yüzyıl başında bilim diline girmiş; yirminci yüzyıl başlarında da Fransızca üzerinden Türkçeye  geçmiş. Sıfat biçimi olan "enerjik" (énergique) de bu dilden.      

   Erg: fizikte iş, kuvvet, enerji birimi. 1873'te Britanya Bilimde İlerleme Derneğince, Yunanca ergon kelimesinden türetilmiştir.  

  Sinerji (synergy): baştaki Yunanca önek "birlikte, ortaklaşa, aynı" anlamında. Kelimemiz  düz anlamıyla da birlikte çalışma, ortak iş, iş birliği  demek. Kavramsal anlamıyla ise, iki ya da daha çok sayıda öğenin birlikte meydana getirdiği etkinin aynı öğelerin tek tek  yaratacakları etkilerin toplamından daha fazla olması durumu;  ortaya çıkan etkilerin bir toplam değil de, bir bileşke olması. Son yıllarda Türkçede günlük dilde sık sık kullanılır oldu.  TDK  "artı güç, görevdaşlık" karşılıklarını bulmuş.     

   Alerji (allergy). Terimin başındaki allos "başka,  yabancı, farklı, değişik" demek. Avusturyalı çocuk hastalıkları hekimi Clemens E. von Pirquet'in (1874-1929) 1906'da türettiği bir terim.  İlk anlamı şu: yabancı bir maddenin  vücuda zerk edilmesiyle ortaya çıkan fizyolojik durum."  Bünyenin dışarıdan verilen herhangi bir maddeye karşı gösterdiği tepki anlamı buradan çıkıyor.  

    "Alet, araç, bir iş görmeye yarayan nesne;  herhangi bir saz, çalgı; duyu organı" anlamlarına gelen Yunanca organon Latinceye organum yazımıyla geçiyor.  Latince bu kelimeyi saz adlarına  uyarlıyor. Başlangıçta genel anlamıyla, herhangi bir saz anlamında kullanılıyor, bir süre sonra basınçlı havayla çalınan saz anlamına geliyor, daha sonra da kilise Latincesinde sıra sıra boruları olan saz için kullanılıyor.   

    Eski Yunanca organon Arapçaya, Farsçaya  arganun, erganun,  oradan da Osmanlı Türkçesine erganun biçiminde geçiyor. Eski bir kelime olmakla birlikte yirminci yüzyılda hâlâ kullanılıyordu. Örneğin Yahya Kemal'in şu ünlü mısraları: "Bir kuytu manastırda dualar gibi gamlı / Yüzlerce ağızdan koro halinde devamlı / Bir erganun ahengi yayılmakta derinden / Duydumsa da zevk almadım İslav kederinden."      

    Bu en önemli kilise sazının günümüz Türkçesindeki adı olan org'un kaynağı Fransızca orgue. Organ, yani vücut uzvu anlamı ise doğrudan doğruya Yunancadan geliyor. Anlam damarının "iş, çalışma" olduğu besbelli, yani bir iş gören uzuv.  

   İngilizcede "organ" kelimesi (kaynağı, eski Fransızca organe) hem org, hem de uzuv anlamındadır. Bu iki anlamın aynı kelimede birleşmesi hakkında sorulan mûzipçe bir eski bilmece vardır. O da şu:  Aynı zamanda bir kilise orgcusu olan besteci Johann Sebastian  Bach'ın neden yirmi çocuğu olmuştur?  Çünkü organını durduran yok!" "Durduran"  kelimesinde bir cinas var. Bu kelimenin aslı olan "organ-stop",  orga gelen basınçlı havanın sazın borularına girişini frenleyip düzenleyen, böylece sesin rengini değiştiren  mekanizmanın adıydı. Eski orglardaki durdurucuların işlevi bugün pedallarla sağlanıyor. Görüldüğü gibi, bu bilmeceyi İngilizce dışında bir dille anlatmak zor.  O yüzden İngilizce anlatımını da aktaracağım: "Why did J. S. Bach [who was an organist] have twenty kids?  Because  his organ had no stops!"

   Organoloji teriminin iki anlamı var, ilki,  biyolojinin hayvanların, bitkilerin organlarını inceleyen kolu.  İkinci anlamı musıki ile ilintili: sazların tarihçeleri ile çeşitli özelliklerinin incelendiği müzikoloji dalı.  

   Terimin uzuv anlamından, Türkçeye de  giren şu  kelimeler doğmuştur:  organize etmek,  organize (sıfat), organizasyon,  organizma,  organik.

   Organize etmek: organlarla, uzuvlarla donatmak. Sıfat olarak da kullanılıyor Türkçede, "organize sanayi bölgesi" gibi. "Örgütlemek" diyoruz.  Basında sık sık kullanılan "organize suç örgütü"ndeki "örgüt" fazlalık, yineleme.  

   Organizasyon: organlarla donatılmış. 

   Organizma: 1. canlı bir varlığı oluşturan organların bütünü, uzviyet. 2. Herhangi bir canlı varlık. 

    Organik: organlarla ilintili. Terimin "canlı varlık" anlamından türemiştir.  Kimyevi gübre, haşere ilaçları, ya da daha başka yapay  kimyevi maddeler kullanılmadan üretilen besinler  anlamı yirminci yüzyılda türetilmiştir.    

   Yeni Türkçede Arapça kökenli "teşkilat" karşılığında kullanıma sokulan "örgüt"; "örgün" ("örgün öğretim" sözünde olduğu gibi;  teşkilatlı öğretim, İngilizcedeki "organised education"  anlamında); uzuv karşılığında da "örgen"  kelimelerindeki kökün "örmek" fiili ile hiçbir anlam bağı yok. Bu kelimelerin hiçbirinin "öz Türkçe" sayılamayacağı,  Yunanca-Latince kelimeyle ses benzerliği kurularak türetildiği açık. Hint - Avrupa kök dilindeki *worg birimine de uyuyor.    

   Ergonomy:  erg ile ekonomi terimlerinin harmanlandığı bir kaynaşık kelime. İnsanların makinelerle en verimli şekilde çalışmasının şartlarını inceleyen araştırma dalı. Biyoteknoloji ile eşanlamlı.  

  Argon: baştaki —a  öneki "değil" anlamında olumsuzluk bildirir. Kimyada âtıl, ölü gazlardan biri.  "Ar" simgeli gaz  Türkçede de olduğu gibi kullanılır. 

    Özel isimler: Georg (Almanca),  George (İngilizce), Georges (Fransızca),  Yorgo (Yunanca), Kevork (Ermenice),  György (Macarca), Dzhordzh / Georgiy (Rusça). Bu özel isimlerin hepsi aynı bileşenlerden kurulu. Ge -, yeryüzü, toprak demek.  Eski Yunan çağı kapandıktan yüzyıllar sonra türetilen şu terimlerde de aynı bileşenler var:  geometri (toprak üstüne çizilen düzlemlerin ölçülmesi, XIV. yüzyıl);  jeoloji (yeryüzünün, toprağın incelenmesi, XVIII. yüzyıl), coğrafya (yeryüzünün tasviri, haritacılık, XV. yüzyıl). Yunan mitologyasındaki yeryüzü tanrıçası Gaia'nın adından çıkıyor bu terimler. "Georg"un "org"u  çalışma demek olduğuna göre, anılan özel adlar "toprak üzerinde çalışan", yani "çiftçi" anlamına geliyor. Bu adların kaynağı Yunanca  Geórgios; Yorgo, aynı adın başka bir biçimi.       

   Irgat, Türkçe kokan bir kelime. Ama Türkçe değil, Yunanca!   Bu dilde  ergátis (εργάτης) çiftlik ya da inşaat işlerinde çalışan ağır işçi, amele. Anadolu'da konuşulan Rumcadan Türkçeye geçen bir kelime. 

    Bucurgat ya da bocurgat:  ağır yükleri çekmek için manivela ile döndürülen,  döndürüldükçe çekilecek şeyin bağlı bulunduğu urganı kendi üzerine saran çıkrık. Bu kelimedeki "- urgat" bileşeni de aynı kelime. Fakat buc- kısmının anlamı, kökeni bilinmiyor. 

   Türkçede kullanılan Yunanca kelimeler iki kümeye ayrılabilir. Birinciler Avrupa  dilleri üzerinden geçen bilim-teknoloji terimleri. İkincilerse, şimdi gördüğümüz son iki kelime gibi, daha önce gördüğümüz  "efendi", "anahtar" gibi, doğrudan doğruya Yunancadan  Türkçeye geçenler.  Bu ikinci kümeye girenler bin yıllık bir beraberliğin ürünü. Türkçenin Yunancayla "ülfeti" Avrupa dillerininkinden farklı.  

    Yunanca -erg- , -org- bileşeninin bir değişkeni (variant) olan bir anlam birimine geçelim.  Yunanca - urg- aynı Hint-Avrupa kök diline dayanıyor,  aynı anlamda.  Türkçeye giren üç terimde geçer. 

   Dramaturji birincisi. Drama + ourgos birimlerinden kurulu;  oyun çalışması demek. Tiyatro oyunu yazma, yönetme, sahneye koyma bilgisi. Eski Yunancada drama  "eylem, olay, görülecek şey, oyun" demek, asıl kaynağı belirsiz. Türkçede kullanılan dram kelimesinin kaynağı Fransızca drame;  kelimenin sonundaki /e/  sessizdir,  okunmaz. Son yıllarda yerli Anglofonlar bu terimin İngilizce karşılığı olan drama  kelimesini Türkçeye soktular. TRT yayınlarında "drama" dendiğini görüyoruz. Okullarda "drama kulüpleri" var. Oysa bu terimin İngilizcesi ile Fransızcası arasında hiçbir fark  yok. "Dram" eskidi de, "drama"  mı benimsendi?  Amaç,  Türkçede dram ile drama arasında  bir fark yaratmaya çalışmak ise, bu farklılık neden şimdiye değin yoktu? Tiyatro sanatında yeni bir gelişme oldu da yeni bir oyun türü mü doğdu? Türkçenin başına gelen son garabetlerden biri de bu.    

   Metalurji  (İng. metallurgy): kelime anlamıyla "maden işleri, madenler üzerindeki çalışma" demek. Madenleri eritme, cevherlerinden ayırıp saflaştırarak kullanıma  bilgisi. 

   Bileşenlerin ilki olan metal, Yunanca metallon'dan geliyor; maden, maden cevheri demek.  Fransızca métallique, Türkçede metelik olmuş. Metelik eskiden çeyrek kuruş ya da on para değerindeki madenî paraydı. Türkçede mecazi bir anlamı olan "meteliği yok", "meteliksiz" deyimleri hiç parası olmadığı ya da çok az parası olduğu anlamında kullanılır.  

   Son bir konu... Hint-Avrupa kök dilindeki *werg ile bu kökten çıkan erg, energeia gibi terimler Türkçe erk ile bir ses benzerliği gösteriyor.  Asya Türkçesinden gelen bu kelimenin en eski kaynağı Orhun Yazıtları'dır  (735); bu metinlerde  erk, erkli, erklig yazımlarıyla, kudret, nüfuz, güç kuvvet anlamında kullanılmış. Bu kelime bütün bir Osmanlı dönemi Türkçesinde unutulmuş, ölü bir kelimeyken TDK'nin kurulmasından sonra dil reformu ile küllerinden yeniden doğması sağlanıp yeni Türkçeye sokuldu. Bunun gibi ses benzerlikleri o dönemde  batı terimlerine karşılık bulmakta bir "yöntem" oluyordu.  Orhun Yazıtları'ndan başka,  Anadolu'nun  yerel ağızlarında da kullanıldığı  fark edildi.  Anadilden Derlemeler I'de (1932) "erk"in Urfa'da  "nüfuz, hatır" anlamında kullanıldığı keşfedildi. Daha sonra TDK'nin Türkçeden  Osmanlıcaya  Cep Kılavuzu'nda (1935) "erk":  1. Kudret, iktidar; 2. satvet, şevket;  aynı kelimenin sıfatı olan "erkli" ile "erkmen" kelimeleri "muktedir, sahib-i iktidar, zîkudret, kadir", "erkinlik" de "istiklal" diye tanımlandı.  Anadilden Derlemeler II 'de (1952)  de Diyarbakır'da "hatır, naz, söz geçmesi" anlamında kullanıldığı belirtildi.  

     Sözü şuraya getirmek istiyorum... Son yıllarda türetilen yeni bir anlamı var erk teriminin. "Erke", enerji anlamında, enerjinin Türkçesi olarak ortaya sürülmüş. TDK Güncel Sözlük'te   "erke" yazımıyla, yani Moğolca yazımıyla sunulan terim, fizikteki "enerji" teriminin karşılığı olarak verilmiş. Tek kelimeyle tanımlanmış, daha doğrusu tanımlanmamış. Tanımlanmadığına göre, enerji'nin iki anlamını da kapsaması öngörülmüş.    

   Erke son yıllarda terimin  teknolojideki anlamına uyarlanmış.  Şu çeviri-terimlerle:  erke dengesi (deniz biyolojisinde ve daha başka alanlarda "energy balance"), erke dönüşümü (energy conversion), erke düzeyi (energy level). Yepyeni bir  icat olduğu söylenen bir aygıta da "erke dönergeci" adı verilmiş. Erke Araştırmaları ve Mühendislik A.Ş adlı bir şirket de var. Bu kuruluşun açıklamasına göre,  erke dönergeci  "çevreye zarar vermeden istenilen güç ve sürati sağlayabilen, yakıt gerektirmeyen bir kuvvet makinesi"miş. Ne  var ki, 2006'da bu tanımla topluma duyurulan makineyle öngörülen amaca ulaşıldığı bugüne dek açıklanmadı.  

    Buradaki  "erke" (erk değil)  yepyeni bir icat olduğu söylenen  makine gibi yeni bir kelime Türkçede.  Ama önce  erk'in Türkçeye nasıl girdiğine bakalım. "Anaerkil, ataerkil" terimlerindeki "erk"in batı dillerindeki karşılığı, oligarchy, monarchy, anarchy  gibi terimlerde  kullanılan  Yunanca arkhia;  "yönetme, hükmetme" demek. Erk'in akla gelmesinde arkh biçiminin etkisi olduğu görülüyor. 

   Hukuktaki "erkler ayrılığı"ndaki erk'in kaynağı ise başka. Fransızca pouvoir,  İngilizce power teriminin karşılığı olarak girmiş Türkçeye; "yetki" anlamına gelir burada. Bu iki kelime  (power, pouvoir) İngilizce ile Fransızcada "enerji" anlamında da kullanılır; "nükleer enerji"  teriminde olduğu gibi. Tabii, günlük dildeki beden gücü, tâkat, zindelik anlamında da. 

    "Özerk", eskimiş "muhtar"ı Türkçeleştirmek için türetilmişse de,  Fransızca autonomie terimine bakılarak türetilmiş. Buradaki erk, "otonomi" terimini ele alırken gördüğümüz "nomos", yani kanun, töre, düzen anlamına gelen bileşen. Bu üç kümedeki erklerin Avrupa  dillerindeki karşılıkları ayrı ise de, söz konusu terimlerin çekirdeği olan  "yönetme, hükmetme / yetki / kanun, düzen" anlamlarının hepsi bizim "erk"li kelimelerde toplanıyor. Ama erk'in erke haline getirilmesiyle yeni bir kelime uydurulmuş oluyor. Enerji kelimesine Türkçe karşılık aranmamıştı o zamana kadar. Nice yıllar sonra,  Fransızca énergie'nin "erg"inden neden burada  da yararlanmayalım denmiş... Aynı kökün  Türkçede daha önceki uyarlamalarından ayırt etmek için olsa gerek, "erke" diye bir kelime uydurulmuş.  TDK  sözlüğünden  başka, Ali Püsküllüoğlu'nun Arkadaş Türkçe Sözlük 'ünde  de "erk" ile "erke" iki ayrı kelime olarak tanımlanmış. Hiçbir dayanağı yok tabii. Tıpkı "dram" ile "drama" gibi duruyor.  Oysa  aynı TDK'nin Türkçeden Osmanlıcaya Cep Kılavuz 'nda (1935)  erk ile erke aynı kelimenin sadece gramer bakımından iki biçimi  olarak tanımlanmıştı.

    Ses benzerliğiyle türetilen eski örnekleri de hatırlayalım burada. Erken Cumhuriyet döneminin  dil çalışmalarında garip bir durum var. Bir yandan, yabancı kelimelerin ayıklanıp dilden atılması için  öz Türkçe kelimeler türetiliyor, bunun  için Türkçenin en eski kaynaklarına kadar iniliyor; bir yandan da  Avrupa dillerindekilere benzer kelimeler türetiliyor. Yeni kelime türetilirken sesleri benzeyen söz birimleri özellikle aranıyor.  Fransızca hegemony'den egemenlik, image'dan imge;  général'den  ("umumi" anlamında) genel, genlik, genleşme;  commandant 'tan komutan;  Yunanca  akson'dan eksen kelimeleri ses benzerliği gösterdiği için ya Asya Türkçesinden  ya da Anadolu ağızlarından alınan, anlamları özgün  bağlamlarından  kaydırılarak türetilmiş kelimelerdir. Şunlarsa, sadece ses benzerliğine dayanan yakıştırmalar:  okul-école; belleten-bulletin; simge-sembol; isteri- hystérie; diyelek-dialect; ordonat (ordu + donatım)-ordnance;  kanyak-cognac  vb.  Bunlardan biri olan organ - örgen ikilisini yukarda görmüştük.  2000'li yıllarda  sözlüklerde yer alan, 2006'da da yeni bir enerji üreticisi olduğu söylenen bir aygıtı  adlandıran erke 1930'lardan kalma bir kelime türetme "yöntemi"nin son örneği olarak görünüyor.  Böylece,  "erg"li, "org"lu  yabancı terimlerin çoğunu ses benzerliğine dayanarak bulduğumuz  kelimelerle ite kaka Türkçeleştirmiş oluyoruz.   

Bülent Aksoy

10 Ekim 2021

Yorumlar

SON EKLENEN MAKALELER

Puslu Havalar, Sakin İnsanlar Ülkesi Vietnam, Hüzünlü Kamboçya (17-25 Mart 2024)
Puslu Havalar, Sakin İnsanlar Ülkesi Vietnam, Hüzünlü Kamboçya (17-25 Mart 2024)
İKTİDAR – MUHALEFET – HİZİP/KLİK- FRAKSİYON
İKTİDAR – MUHALEFET – HİZİP/KLİK- FRAKSİYON
İSTANBUL, YA ARON ANGEL’İN TASARLADIĞI GİBİ OLSAYDI…
İSTANBUL, YA ARON ANGEL’İN TASARLADIĞI GİBİ OLSAYDI…
Yazarak Gitmek
Yazarak Gitmek
ALFABE
ALFABE
DEVE
DEVE
MERKANTİLİZM
MERKANTİLİZM
PEŞKEŞ / PİŞKEŞ
PEŞKEŞ / PİŞKEŞ
Yakın Dil
Yakın Dil
Persepolis ile ilgili olarak gezide tuttuğum notlardan- Parsayı Toplamak
Persepolis ile ilgili olarak gezide tuttuğum notlardan- Parsayı Toplamak
KUTU KUTU PENSE 
KUTU KUTU PENSE 
DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR
DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR
BİR GÜNLÜK ZAMANIN BÖLÜMLERİ
BİR GÜNLÜK ZAMANIN BÖLÜMLERİ
ŞERİAT
ŞERİAT
Türkçe Sorunları: BİRBİRİNE  KARIŞAN, KARIŞTIRILAN  İKİ KAVRAM:  EĞİTİM İLE ÖĞRETİM 
Türkçe Sorunları: BİRBİRİNE  KARIŞAN, KARIŞTIRILAN  İKİ KAVRAM:  EĞİTİM İLE ÖĞRETİM 
SAPYOSEKSÜELLİK KAVRAMI ÜZERİNE (SAPIOSEXUALITÉ / SAPIOSEXUALITY)
SAPYOSEKSÜELLİK KAVRAMI ÜZERİNE (SAPIOSEXUALITÉ / SAPIOSEXUALITY)
NOSTALJİ
NOSTALJİ
AKIL DARALTICI ÖN YARGILARIMIZ / ZİHİN KÖRLÜĞÜ
AKIL DARALTICI ÖN YARGILARIMIZ / ZİHİN KÖRLÜĞÜ
TEVHİD VE HİLAFET KAVRAMLARI ÜZERİNE
TEVHİD VE HİLAFET KAVRAMLARI ÜZERİNE
MÜSTEHCEN VE ÇIPLAKLIK KAVRAMLARI ÜZERİNE
MÜSTEHCEN VE ÇIPLAKLIK KAVRAMLARI ÜZERİNE
SİVİL TOPLUM KURULUŞU DEĞİL DEMOKRATİK TOPLUM KURULUŞU
SİVİL TOPLUM KURULUŞU DEĞİL DEMOKRATİK TOPLUM KURULUŞU
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZUDUR (DOSIS FACIT VENONIUM)
ZEHİRİ ZEHİR YAPAN DOZUDUR (DOSIS FACIT VENONIUM)
UMUT VE SEVGİ HER ZORLUĞU YENER ya da PANDORA'NIN KUTUSU
UMUT VE SEVGİ HER ZORLUĞU YENER ya da PANDORA'NIN KUTUSU
SADAKA VE SADAKAT
SADAKA VE SADAKAT
HAMİLELİK ŞÜPHESİ
HAMİLELİK ŞÜPHESİ
FİKRE SAYGI KONUSUNA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
FİKRE SAYGI KONUSUNA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
İZLEMEK / İZCİ - İZCİLİK 
İZLEMEK / İZCİ - İZCİLİK 
BULUTTAN NEM KAPMAK
BULUTTAN NEM KAPMAK
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
PISA NEDİR?
PISA NEDİR?
ŞOFÖR ve ŞOFBEN KAVRAMLARI
ŞOFÖR ve ŞOFBEN KAVRAMLARI
ÖLÜM - ÖLÜ ve SONRASI
ÖLÜM - ÖLÜ ve SONRASI
MNEMOSYNE (Bellek, Anımsama ve Akılda Tutma Tanrıçası)
MNEMOSYNE (Bellek, Anımsama ve Akılda Tutma Tanrıçası)
THESEUS’ UN GEMİSİ PARADOKSU
THESEUS’ UN GEMİSİ PARADOKSU
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
ŞAMAR OĞLANI ve 24 KASIM ÖĞRETMELER GÜNÜ
IKAROS
IKAROS
LABYRINTHOS / LABİRENT
LABYRINTHOS / LABİRENT
PYGMALION
PYGMALION
NARKİSSOS ve METAMORPHOSE
NARKİSSOS ve METAMORPHOSE
YARGININ MİLLİSİ OLMAZ
YARGININ MİLLİSİ OLMAZ
ANACHRONISME / ANAKRONİZM 
ANACHRONISME / ANAKRONİZM 
ÜMMET – MİLLET
ÜMMET – MİLLET
O SINIR TAŞLARINIZ, O DUVARLARINIZ…
O SINIR TAŞLARINIZ, O DUVARLARINIZ…
KUTLAMA/ ANMA – SON AKŞAM YEMEĞİ
KUTLAMA/ ANMA – SON AKŞAM YEMEĞİ
MISOPHONIA-misofoni & AMUSIA - amuzi
MISOPHONIA-misofoni & AMUSIA - amuzi
YAS VE YAS TUTMA
YAS VE YAS TUTMA
TERÖR / TERÖRİZM ve HEROSTRATOS
TERÖR / TERÖRİZM ve HEROSTRATOS
MARKA – MODA KAVRAMLARINA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
MARKA – MODA KAVRAMLARINA KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ
EMOJİ VE MOLATİK KAVRAMLARI ÜZERİNE
EMOJİ VE MOLATİK KAVRAMLARI ÜZERİNE
ÖZELEŞTİRİ (ÖZ ELEŞTİRİ) 
ÖZELEŞTİRİ (ÖZ ELEŞTİRİ) 
BOTOX – BOTULUS/ SOSİS GÜZELLİĞİ
BOTOX – BOTULUS/ SOSİS GÜZELLİĞİ
DÜŞÜNCEYE SAYGI VE DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜL
DÜŞÜNCEYE SAYGI VE DÜŞÜNCEYE TAHAMMÜL
BEN BU ZAFERİ POPOMLA DEĞİL KAFAMLA KAZANDIM
BEN BU ZAFERİ POPOMLA DEĞİL KAFAMLA KAZANDIM
DİPLOMASİ  -  DİPLOMA
DİPLOMASİ  -  DİPLOMA
PİRİNÇ
PİRİNÇ
PEYGAMBER
PEYGAMBER
UMUT - UTKU
UMUT - UTKU
HAYDAN GELEN HUYA GİDER
HAYDAN GELEN HUYA GİDER
DİNGO’ NUN AHIRI
DİNGO’ NUN AHIRI
DARISI BAŞINA
DARISI BAŞINA
ÇAĞRIŞAN KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI (2)
ÇAĞRIŞAN KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI (2)
KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞIMI
KAVRAMLARIN ÇAĞRIŞIMI
ÖDEV, GÖREV, İŞLEV
ÖDEV, GÖREV, İŞLEV
ATLIKARINCA - DÖNME DOLAP
ATLIKARINCA - DÖNME DOLAP
FİLENİN SULTANLARI DEĞİL ALTIN KIZLARI
FİLENİN SULTANLARI DEĞİL ALTIN KIZLARI
GREEDFLATION-Türkçesi aranıyor
GREEDFLATION-Türkçesi aranıyor
DANSÇI MAYMUNLAR
DANSÇI MAYMUNLAR
ANCADA BERABER KANCADA BERABER
ANCADA BERABER KANCADA BERABER
GELİN – GÜVEY- GERDEK
GELİN – GÜVEY- GERDEK
ÖLÜLER,   ÖLÜM SÖZLERİ
ÖLÜLER,   ÖLÜM SÖZLERİ
GÜNAH KEÇİSİ
GÜNAH KEÇİSİ
KURNAZLIK - FIRSATÇILIK
KURNAZLIK - FIRSATÇILIK
BAM – BAM TELİ – BAM TELİNE BASMAK, DOKUNMAK
BAM – BAM TELİ – BAM TELİNE BASMAK, DOKUNMAK
TROLL - TROL
TROLL - TROL
VEDA / HÜZÜN - ÖZLEM - VUSLAT/ SEVİNÇ
VEDA / HÜZÜN - ÖZLEM - VUSLAT/ SEVİNÇ
SANAT ÜRÜNÜ MÜ / SANAT ESERİ Mİ ? SANAT ÜRETİCİLİĞİ Mİ / SANAT YARATICILIĞI MI ?
SANAT ÜRÜNÜ MÜ / SANAT ESERİ Mİ ? SANAT ÜRETİCİLİĞİ Mİ / SANAT YARATICILIĞI MI ?
NEFRET DİLİ
NEFRET DİLİ
İLETİŞİM ve PROPAGANDA DİLİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
İLETİŞİM ve PROPAGANDA DİLİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAMANIN KIRK ŞEKLİ
SÖZ VERMEK VE SÖZÜNDE DURMAMANIN KIRK ŞEKLİ
SECCADE
SECCADE
RAMADAN/ RAMAZAN – KANDİL VE MAHYALAR/ ŞEHR-İ RAMAZAN
RAMADAN/ RAMAZAN – KANDİL VE MAHYALAR/ ŞEHR-İ RAMAZAN
RETORİK, HİTABET, KIRAAT VE TİLAVET
RETORİK, HİTABET, KIRAAT VE TİLAVET
ENERJİ /ÉNERGIE  –  SİNERJİ/ SYNERGIE
ENERJİ /ÉNERGIE  –  SİNERJİ/ SYNERGIE
DEPREMDE BÜYÜKLÜK VE ŞİDDET FARKI
DEPREMDE BÜYÜKLÜK VE ŞİDDET FARKI
KARIŞIK – KARMAŞIK
KARIŞIK – KARMAŞIK
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK
ANASININ GÖZÜ
ANASININ GÖZÜ
TEŞEKKÜR ETMEK –  ÖZÜR DİLEMEK
TEŞEKKÜR ETMEK –  ÖZÜR DİLEMEK
İLETİŞİM, MİZAH ve HOŞGÖRÜ
İLETİŞİM, MİZAH ve HOŞGÖRÜ
NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
NESEP NEDİR, NESEPSİZ NE DEMEKTİR?
AŞAĞILAMA, SÖVGÜ VE HAKARET
AŞAĞILAMA, SÖVGÜ VE HAKARET
NARTHEX
NARTHEX
MÜJDE
MÜJDE
İBRET
İBRET
DİLDE YABANCI HAYRANLIĞIMIZ
DİLDE YABANCI HAYRANLIĞIMIZ
APERİTİF
APERİTİF
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN
AHMAK
AHMAK
BÜTÇE
BÜTÇE
AHLÂK
AHLÂK
Başparmaklarımız
Başparmaklarımız
MENDİL
MENDİL
BODRUM'DA YABAN HAYATINI YOK EDEN İMAR PLANLARI
BODRUM'DA YABAN HAYATINI YOK EDEN İMAR PLANLARI
RÛM,  RÛMÎ, RÛMELİ
RÛM,  RÛMÎ, RÛMELİ
ORGANİZE ÖRGÜT VEYA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
ORGANİZE ÖRGÜT VEYA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ
Türkçedeki Yunanca kökenli kelimeler
Türkçedeki Yunanca kökenli kelimeler
TANRI ve ADALET/ İLAHİ ADALET / TANRI SEVGİSİ / TANRININ İNSAN SEVGİSİ
TANRI ve ADALET/ İLAHİ ADALET / TANRI SEVGİSİ / TANRININ İNSAN SEVGİSİ
TUTUM
TUTUM
SÜRTÜK
SÜRTÜK
DİL ÖĞRETİMİNDE ETİMOLOJİ BİLGİSİNİN YARARLARI
DİL ÖĞRETİMİNDE ETİMOLOJİ BİLGİSİNİN YARARLARI
DEKOLTE – TESETTÜR – MÜSTEHCEN – PORNOGRAFİ - EROTİZM
DEKOLTE – TESETTÜR – MÜSTEHCEN – PORNOGRAFİ - EROTİZM
ETİYOLOJİ
ETİYOLOJİ
ETİMOLOJİNİN ETİMOLOJİSİ
ETİMOLOJİNİN ETİMOLOJİSİ
REÇETELERDEKİ KISALTMALAR
REÇETELERDEKİ KISALTMALAR
ATLAS ve KARYATID KAVRAMLARI
ATLAS ve KARYATID KAVRAMLARI
BAY -  BAYAN
BAY -  BAYAN
LALE – TÜLBENT – TULIPE - TÜRBAN
LALE – TÜLBENT – TULIPE - TÜRBAN
POSTULAT-CREDO–İMAN
POSTULAT-CREDO–İMAN
AKRABA - HISIM KAVRAMLARI ÜZERİNE
AKRABA - HISIM KAVRAMLARI ÜZERİNE
RAMAZAN, BAYRAM VE RAMAZAN/ŞEKER BAYRAMI KAVRAMLARI ÜZERİNE
RAMAZAN, BAYRAM VE RAMAZAN/ŞEKER BAYRAMI KAVRAMLARI ÜZERİNE
RÜZGÂR
RÜZGÂR
KALPAZANLIK
KALPAZANLIK
POLİTİKA
POLİTİKA
CIMON-PERO' NASIL CHARITY ROMANA OLDU?
CIMON-PERO' NASIL CHARITY ROMANA OLDU?
İDEOLOJİ– DEMAGOJİ – PROPAGANDA -DEMOKRASİ
İDEOLOJİ– DEMAGOJİ – PROPAGANDA -DEMOKRASİ
YABANCI DİLLERDEN ALINAN KAVRAM VE TERİMLER SORUNU
YABANCI DİLLERDEN ALINAN KAVRAM VE TERİMLER SORUNU
BANLİYÖ
BANLİYÖ
SATRANÇ
SATRANÇ
GAZİLER HELVASI – ŞÜKÜR HELVASI
GAZİLER HELVASI – ŞÜKÜR HELVASI
ABDEST KAVRAMININ KÖKEN VE ANLAMI
ABDEST KAVRAMININ KÖKEN VE ANLAMI
AYLARIN ADLARI, KÖKEN VE ANLAMLARI
AYLARIN ADLARI, KÖKEN VE ANLAMLARI
Ahmet Vefik Paşa
Ahmet Vefik Paşa
TARTIŞMAK, ELEŞTİRMEK VE AD HOMINEM KAVRAMLARI
TARTIŞMAK, ELEŞTİRMEK VE AD HOMINEM KAVRAMLARI
POLİS, POLİ, POL,  BOLU
POLİS, POLİ, POL,  BOLU
GÜN ADLARI, KÖKENLERİ VE ANLAMLARI
GÜN ADLARI, KÖKENLERİ VE ANLAMLARI
KITA ADLARI
KITA ADLARI
POLO - MİNYATÜR
POLO - MİNYATÜR
AMATÖR-PROFESYONEL
AMATÖR-PROFESYONEL
İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLER
İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLER
BURUK  ACI
BURUK  ACI
HİSSEDİLEN SICAKLIK / AĞIRLIK, KATLANILABİLEN İNSAN, DAYANILABİLİR ENFLASY0N
HİSSEDİLEN SICAKLIK / AĞIRLIK, KATLANILABİLEN İNSAN, DAYANILABİLİR ENFLASY0N
KARGA TULUMBA
KARGA TULUMBA
AFORİZMA – AFOROZ – PERSONA NON GRATA - HAYMATLOS
AFORİZMA – AFOROZ – PERSONA NON GRATA - HAYMATLOS
ANLAM SANATLARI
ANLAM SANATLARI
ACABA
ACABA
ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI ÜZERİNE
ÖKSÜZ VE YETİM KAVRAMLARI ÜZERİNE
KELİMELERİN BİZE ETTİĞİ
KELİMELERİN BİZE ETTİĞİ
ÜNİVERSİTE  NE DEMEK?
ÜNİVERSİTE  NE DEMEK?
ADLARIMIZIN KÖKEN VE ANLAMLARINI YETERİNCE BİLİYOR MUYUZ?
ADLARIMIZIN KÖKEN VE ANLAMLARINI YETERİNCE BİLİYOR MUYUZ?
FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
FENOMEN – İDOL - İKON – ROL MODEL
ETİMOLOJİ  NE İŞE YARAR?
ETİMOLOJİ  NE İŞE YARAR?
14 MART TIP BAYRAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLARIMIZ
14 MART TIP BAYRAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLARIMIZ
DOSTA VİSKİ
DOSTA VİSKİ
TAKDİREN – TEŞDİDEN - TAHFİFEN
TAKDİREN – TEŞDİDEN - TAHFİFEN
SORUNLU KAVRAMLARIMIZ
SORUNLU KAVRAMLARIMIZ
ÇARPICI  ETİMOLOJİLER
ÇARPICI  ETİMOLOJİLER
UYKULARIMIZIN TANRISI HYPNOS, ÜÇ BİN ÇOCUĞUNDAN BİRİ MORPHEUS
UYKULARIMIZIN TANRISI HYPNOS, ÜÇ BİN ÇOCUĞUNDAN BİRİ MORPHEUS
P H A E T H O N
P H A E T H O N
NAPOLYON KİRAZI – CHAMPS ÉLYSÉES ’nin  AT KESTANELERİ
NAPOLYON KİRAZI – CHAMPS ÉLYSÉES ’nin  AT KESTANELERİ
BASAMAKLAR,  MERDİVENLER
BASAMAKLAR,  MERDİVENLER
NATO KAFA NATO MERMER
NATO KAFA NATO MERMER
DOĞUM GÜNLERİ VE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
DOĞUM GÜNLERİ VE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI
TÜKENMEZ KALEM - ALKOLSÜZ BALIK ÇEŞİTLERİ
TÜKENMEZ KALEM - ALKOLSÜZ BALIK ÇEŞİTLERİ
MİT, MİTOLOJİ, EFSANE, MASAL, DESTAN, HİKÂYE, TARİH, TRAJEDİ, KOMEDİ VE OPERA
MİT, MİTOLOJİ, EFSANE, MASAL, DESTAN, HİKÂYE, TARİH, TRAJEDİ, KOMEDİ VE OPERA
İBADET YERLERİ
İBADET YERLERİ
Yenilik Kavramı ve Yenilik Politikaları
Yenilik Kavramı ve Yenilik Politikaları
FİKİR VE ZİKİR
FİKİR VE ZİKİR
ADAM GİBİ ADAM
ADAM GİBİ ADAM
Diderot Etkisi
Diderot Etkisi
MİLKA
MİLKA
ACABA BUNLARI BİZE HANGİ DIŞ GÜÇLER YAPIYOR; YOKSA?
ACABA BUNLARI BİZE HANGİ DIŞ GÜÇLER YAPIYOR; YOKSA?
İŞTE  İNSAN  -  ECCE HOMO
İŞTE  İNSAN  -  ECCE HOMO
KOT PANTOLON
KOT PANTOLON
RAKAM  BİLDİREN  ÖNEKLER
RAKAM  BİLDİREN  ÖNEKLER
Taciz, Tecavüz, İstismar terimleri hakkında
Taciz, Tecavüz, İstismar terimleri hakkında
Dilimiz ya da Alkolün Beyazı 
Dilimiz ya da Alkolün Beyazı 
AKINTILAR,  AKIMLAR
AKINTILAR,  AKIMLAR
KUTSAL
KUTSAL
T A B U   ve   T A B U L A R I   Y I K M A K
T A B U   ve   T A B U L A R I   Y I K M A K
PROLETER  VE  PROLETARYA   KAVRAMLARI
PROLETER  VE  PROLETARYA   KAVRAMLARI
ESOTERIC,  BÂTINÎ,  İÇREK
ESOTERIC, BÂTINÎ, İÇREK
BOYKOT
BOYKOT
SABO - SABOTAJ
SABO - SABOTAJ
Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
Alavere - Dalavere (il dare e l'avere)
OPERALAR
OPERALAR
SINCERE - Sine Cera
SINCERE - Sine Cera
İTİBARDAN TASARRUF veya TEMSİLDE TASARRUF
İTİBARDAN TASARRUF veya TEMSİLDE TASARRUF
BELLONA ve SHELL
BELLONA ve SHELL
HALKIMIZIN KAVRAM İCADI
HALKIMIZIN KAVRAM İCADI
YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLARDAN DÖRDÜ
YANLIŞ KULLANILAN KAVRAMLARDAN DÖRDÜ
KİMİ KISALTMALAR VE ANLAMLARI
KİMİ KISALTMALAR VE ANLAMLARI
BAŞSAĞLIĞI-TAZİYE KAVRAMLARI ÜZERİNE
BAŞSAĞLIĞI-TAZİYE KAVRAMLARI ÜZERİNE
AYAK
AYAK
DİASPORA
DİASPORA
HUKUK TERMİNOLOJİMİZDEKİ BİR KAVRAM-BİR TERİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
HUKUK TERMİNOLOJİMİZDEKİ BİR KAVRAM-BİR TERİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Z Ü H R E V İ  (Sorunlu Kavram)
Z Ü H R E V İ  (Sorunlu Kavram)
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ
(ATIN ŞAHLANIŞI) deyimi
(ATIN ŞAHLANIŞI) deyimi
TESTOSTERON  EGEMENLİĞİ (Domination de la Testostérone)
TESTOSTERON  EGEMENLİĞİ (Domination de la Testostérone)
URBA
URBA
İki Dirhem Bir Çekirdek ve Keçiboynuzu
İki Dirhem Bir Çekirdek ve Keçiboynuzu
Zat İşlerinden İnsan Kaynaklarına
Zat İşlerinden İnsan Kaynaklarına
YERSİZ YURTSUZ BİR MİLLET: ÇİNGENELER
YERSİZ YURTSUZ BİR MİLLET: ÇİNGENELER
ROMAN
ROMAN
"TARİH"İN ÇİFTE ANLAMI
"TARİH"İN ÇİFTE ANLAMI
YUNANCA "DOXA"DAN LATİNCE "DOCTOR"A
YUNANCA "DOXA"DAN LATİNCE "DOCTOR"A
KORO, BALE, HORON
KORO, BALE, HORON
FRENGİ
FRENGİ
FRANKLAR, FRENKLER
FRANKLAR, FRENKLER
LOJİ'LER
LOJİ'LER
TUZ
TUZ
ENTELEKTÜEL
ENTELEKTÜEL
Günlük Hayattan 30 Kelimenin kökenleri
Günlük Hayattan 30 Kelimenin kökenleri
PORT, YANİ LİMAN
PORT, YANİ LİMAN
Turunçgiller
Turunçgiller
Nomos'tan Namusa
Nomos'tan Namusa
Ev
Ev
Fil
Fil
Kültür Nedir?
Kültür Nedir?
CIVILISATION, MEDENİYET, UYGARLIK
CIVILISATION, MEDENİYET, UYGARLIK
Bozbulanık İki Kelime: Ansiklopedi, Sempozyum
Bozbulanık İki Kelime: Ansiklopedi, Sempozyum
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan II
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan II
Dilde Bildirişimin Kopması Üstüne Bazı Notlar
Dilde Bildirişimin Kopması Üstüne Bazı Notlar
Aristokrat
Aristokrat
Despot, Tiran, Diktatör
Despot, Tiran, Diktatör
Felsefeden Safsataya, Sufiden Sofuya
Felsefeden Safsataya, Sufiden Sofuya
Efendi
Efendi
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan
Latinceden Türkçeye Yansıyanlardan
Akdeniz Dilinden Dört Kelime: Tersane, Damacana, Fırtına, Forsa
Akdeniz Dilinden Dört Kelime: Tersane, Damacana, Fırtına, Forsa
"Kosmos"tan Gelenler
"Kosmos"tan Gelenler
Barbarlar
Barbarlar
"Kapital"in Eserleri
"Kapital"in Eserleri
İlk Konservatuvarlar
İlk Konservatuvarlar
Tekhne, Ars, Sanat
Tekhne, Ars, Sanat
"Modern"in Geçmişi, Bugünü
"Modern"in Geçmişi, Bugünü
İki Nobel Ödüllü Marie Curie'nin Dramı
İki Nobel Ödüllü Marie Curie'nin Dramı
Terim Ne Demek?
Terim Ne Demek?
Ütopya
Ütopya
Melankoli
Melankoli
Şurup, Şarap, Şerbet, Meşrubat
Şurup, Şarap, Şerbet, Meşrubat
Matematik Terimlerinin Kökenleri
Matematik Terimlerinin Kökenleri
Tercüman, Dragoman, Dil Oğlanı, Dilmaç
Tercüman, Dragoman, Dil Oğlanı, Dilmaç
Telaffuz Hatası mı, Türkçeyi Bilmemek mi?
Telaffuz Hatası mı, Türkçeyi Bilmemek mi?
"Post" Önekinin Önlenemez Tırmanışı
"Post" Önekinin Önlenemez Tırmanışı
"MAGAZİN"İN YOLCULUKLARI
"MAGAZİN"İN YOLCULUKLARI
PATLICANIN YAZDIĞI TARİH
PATLICANIN YAZDIĞI TARİH
YALAMA OLAN  "SÖYLEM"  TERİMİ
YALAMA OLAN "SÖYLEM" TERİMİ
Türkçe dilindeki yabancı kökenli sözcükler
Türkçe dilindeki yabancı kökenli sözcükler
El, Yüz ve Zihin Temizliği!
El, Yüz ve Zihin Temizliği!
Zihinsel Virüs No 4- "SANA NE!"
Zihinsel Virüs No 4- "SANA NE!"
Zihinsel Virüs No 3- SİYASET, VATANDAŞIN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
Zihinsel Virüs No 3- SİYASET, VATANDAŞIN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
ZİHİNSEL VİRÜS NO 2:  EVET AMA YİNE DE!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 2: EVET AMA YİNE DE!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 1:  BAŞKASI YAPMASIN, BEN DE YAPMAM!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 1: BAŞKASI YAPMASIN, BEN DE YAPMAM!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 0: SÖZ KONUSU OLAMAZ!
ZİHİNSEL VİRÜS NO 0: SÖZ KONUSU OLAMAZ!
KAVRAM EVLENDİRME ya da KAVRAMLAR AKADEMİSİ
KAVRAM EVLENDİRME ya da KAVRAMLAR AKADEMİSİ
AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
AKLA YERLEŞEN HER KAVRAM SONRAKİLER İÇİN BİRER SÜZGEÇ OLUR!
"KAVRAM TABANI" ÜZERİNDE UZLAŞI GİRİŞİMİNİ KİM ÜSTLENEBİLİR?
"KAVRAM TABANI" ÜZERİNDE UZLAŞI GİRİŞİMİNİ KİM ÜSTLENEBİLİR?
"Kavram Tabanında Uzlaşma" ulusal bütünlüğün ta kendisidir!
"Kavram Tabanında Uzlaşma" ulusal bütünlüğün ta kendisidir!